Hizmet Tespiti Davası, sosyal güvenlik kurumuna hizmet süreleri eksik bildirilen, sürekli çalışmasına rağmen işe giriş çıkış yaptırılan, sgk girişleri geç yaptırılan veya sigortasız çalıştırılan işçilerin işverene karşı açacağı dava türüdür.

İş Hukuku ile ilgili genel bilgi sahibi değilseniz öncelikle İş Hukuku başlıklı yazımızın incelenmesini tavsiye ederiz.


Hizmet Tespit Davasının Hukuki Dayanağı

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 86. Maddesinin 9. Fıkrasında “Sigortalının çalıştığı bir veya birden fazla işte, bu Kanunda yazılı şartları yerine getirmiş olmasına rağmen, kendisi için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin işveren tarafından verilmediği veya verilen aylık prim ve hizmet belgesinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde kazançların veya prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği Kurumca  tespit edilirse, hastalık ve analık sigortalarından gerekli ödemeler yapılır “ denilmiştir. Buna göre sigortasız çalıştırılan veya sigorta primleri eksik ödenen işçi hizmet davası açabilir.


Hizmet Tespiti Davası Açılabilmesi İçin Gerekli Olan Şartlar

  • İşçi ile işveren arasında hizmet sözleşmesinin bulunması gerekmektedir.
  • İşçi hizmet ilişkisi kapsamında iş görme borcunu yerine getirmelidir.
  • İşçinin sigortasız çalıştırıldığının veya sigorta primlerinin eksik ödendiği durumunun SGK tarafından daha öncesinden tespit edilmemiş olması gerekmektedir.

Hizmet Tespiti Davasında Davanın Tarafları

  • Davacı

Davacı, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4/a(1) maddesi kapsamında işçi sıfatını taşıyan kişidir. İşçinin vefat etmiş olması halinde ise, mirasçıları hizmet tespiti davasını hak düşürücü süre içerisinde açma hakkına sahiplerdir.

  • Davalı

11.09.2014 tarihinden önce açılacak olan hizmet tespiti davalarında Sosyal Güvenlik Kurumu’nun davalı olarak gösterilmesi zorunlu iken, 6552 sayılı Kanunu’nun 64. Maddesi ile mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7. maddesi değiştirilmiş ve 11.09.2014 tarihinden itibaren açılacak olan hizmet tespiti davalarında Kurum’un davalı olarak gösterilmeyeceği, davanın Kurum’a re’sen ihbar edileceği  düzenlenmiştir.

Ancak 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 4. maddesinde de “Hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kuruma resen ihbar edilir. İhbar üzerine davaya davalı yanında ferî müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabilir. Kurum, yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür. “ denilmiştir.

Sonuç olarak Kanun’da yapılan değişiklik ile açılacak hizmet tespiti davalarında sadece işveren davalı olarak gösterilecek, Sosyal Güvenlik Kurumu’na dava re’sen ihbar edilecektir. Kurum ihbar üzerine fer’i müdahil olarak davaya katılacaktır.

Ayrıca alt işverenlik ilişkisinin varlığı halinde alt işveren ekonomik durumunun kötü olması nedeniyle işçiye borcunu ödeyemeyecek halde ise, asıl işveren söz konusu borçtan dolayı sorumlu olacaktır.


Hizmet Tespit Davasında Hak Düşürücü Süre

Sigortaya işveren tarafından ” hiç bildirilmeyen hizmetler ” için hizmet tespiti davası açma süresi işçinin işten ayrıldığı yılın son gününden itibaren 5 yıldır.

Söz konusu süre hak düşürücü süre olup, hakim tarafından re’sen nazara alınacaktır. Ancak 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olması kuralının istisnaları mevcuttur.


5 Yıllık Hak Düşürücü Sürenin İstisnaları

İstisnalardan ilki Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde sayılan ve Kurum’a verilmesi gereken belgelerden herhangi birinin kuruma verilmiş olması halidir. Söz konusu belgelerden birinin Kurum’a verilmiş olması halinde hak düşürücü süre işlemeyecektir. Bu kapsamda kabul edilen belgeler şunlardır:

  • İşe giriş bildirgesi ( Yönetmelik’in 27. Maddesi ),
  • Dört aylık sigorta primleri bordrosu (Yönetmelik’in 17. Maddesi ),
  • Aylık sigorta primleri bildirgesi ( Yönetmelik’in 17. Maddesi ),
  • Sigortalı hesap fişi (Yönetmelik’in 18. Maddesi )’dir.

Diğer istisna hali ise kurumca işçinin, işveren yanında iş akdine tabi olarak çalıştığı tespit edilmesi halidir. Bu haller;

  • Müfettiş durum tespit tutanağı ya da tahkikat raporlarıyla çalışma tespit edilmişse,
  • Asgari işçilik incelemesi neticesinde işverenden sigortalının primleri Kurumca icra yoluyla tahsil edilmişse,
  • İşveren imzalı ücret tediye bordrosunda sigortalıdan sigorta primi kestiğini açıkça gösterdiği halde sigorta primini Kuruma yatırmamışsa,
  • Sigortalı durumunda iken memurluğa geçmiş olursa, işe giriş bildirgesi Kuruma süresinde verilmiş; fakat bordrosu ve primi SGK’ya intikal ettirilmemişse,
  • İşçilik hakları ( tazminatlarına ) ilişkin aynı döneme ait kesin hüküm niteliğini taşıyan yargı kararlarının mevcut olmasıdır.

Söz konusu hallerde hizmet tespit davasında 5 yıllık hak düşürücü süre işleyemeyecektir.

Özetle sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyecektir.


Hizmet Tespiti Davasında Görevli Mahkeme

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. Maddesi gereği hizmet tespiti için açılacak olan davalarda görevli mahkeme İş Mahkemeleridir.


Hizmet Tespiti Davasında Yetkili Mahkeme

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 6. Maddesi gereği yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir. Sosyal Güvenlik Kurumu’na karşı açılan davalarda yetkili mahkeme Kurum’un bulunduğu yer mahkemesidir. Hizmet tespiti davasında birden fazla davalının olması durumunda davalılardan birinin yerleşim yeri adresinde dava açılması yeterlidir.


Hizmet Tespiti Davası İle İlgili Yargıtay Kararları

  • Davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğine dair Yargıtay Kararı

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/9977 Esas, 2021/9701 Karar ve 7.7.2021 Tarihli bir kararında “ 506 Sayılı Kanun’un 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. “

  • Hak düşürücü süreye tabi olmadığına dair Yargıtay Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2016/10-2343 Esas,2020/560 Karar ve  9.7.2020 Tarihli bir kararında “ İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği 506 Sayılı Kanun’un 79. maddesinin 1. fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi, dört aylık sigorta primleri bordrosu, sigortalı hesap fişi vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması hâlinde artık Kanun’un 79. maddesinin 10. fıkrasında yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/6120 Esas, 2019/4340 Karar ve 13.6.2019 Tarihli bir kararında “ İşverenin çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun’un 79/1 .maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. … yapılan Sosyal Sigorta işlemleri Yönetmeliği’nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (… Yön. Madde l6) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (… Yön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (… Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun’un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.

  • Hizmet tespiti davalarında mahkemece yapılacak incelemenin sırasına ilişkin Yargıtay Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/10-1147 Esas, 2013/244 Karar ve 13.02.2013 Tarihli bir kararında “ Öncelikle 5510 sayılı Kanunu’nun m.79/10’daki belgelerin işverence kuruma verilip verilmediği veya çalışmanın kurumca tespit edilip edilmediği araştırılmalı, belgeler verilmişse veya çalışma kurumca tespit edilmişse, davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerekir. Sonra tespiti istenen dönemde kişinin sigortalı niteliği taşıyıp taşımadığı, işyerinin tespiti istenen dönemde gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, yapılan işin kanun kapsamına girip girmediği araştırılmalıdır.

  • İşe giriş bildirgesinin çalışma olgusunun varlığını tek başına kanıtlamaya yetmeyeceğine dair Yargıtay Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/10-1147 Esas, 2013/244 Karar ve 13.02.2013 Tarihli bir kararında “ Çalışma olgusu her türlü delille ve bu arada tanıkla da ispat edilebilir. İşe giriş bildirgesinin işlevi kurumu sigortalının çalışmaya başladığından haberdar etmek olduğundan, bildirgenin verilmiş olması mutlaka çalışıldığını göstermez. Bu nedenle, çalışma olgusunun ispatı başka delillere ihtiyaç duyar. Sigortalı hizmetin tespiti için verilen kararlarda, bu davaların özel bir duyarlılık gerektirdiği ve suistimallere açık olduğu düşünülmelidir.

  • Sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kurum’a bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi halinde bildirilmeyen bölüm için hak düşürücü sürenin işlemeye başlayacağı zamana dair Yargıtay Kararı

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/17274 Esas, 2015/18794 Karar ve 09.11.2015 Tarihli bir kararında “ Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.


Hizmet Tespiti Davası Masrafları

Hizmet tespiti davası maktu harca tabidir.  Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için Dava Masrafları ile ilgili yazımızın okunmasını tavsiye ederiz.


Hizmet Tespiti Davası Avukatlık Ücretleri ve Masrafları

Avukat masrafları hakkında hesaplama yapmak için avukat ücret tarifesi başlıklı yazımızın incelenmesini tavsiye ederiz.

Hizmet Tespiti davası için ofisimiz iş hukuku avukatı kadrosundan avukatlık hizmeti alabilirsiniz.