Koronavirüs nedeniyle işten çıkma ve çıkarılma ve ücretsiz izne zorlanma durumları nedeniyle hem işçiler hem de işverenlere bilgilendirme yapılması amacıyla bu değerlendirme yazısı kalem alınmıştır.

İş Hukuku alanına giren dava ve hukuki uyuşmazlıklarınız  için ofisimizin iş avukatı departmanından avukatlık hizmeti alabilirsiniz.

Çin Cumhuriyetinde başlayıp da dünyaya yayılan koronavirüs covid-19 virüsünün ülkemizde de görülmesi ile İç İşleri Bakanlığınca genelgeler yayınlanmıştır.

Corona virüsü nedeniyle alınan önlemler nedeniyle İşçi ve işverenlerin bu süreç içerisinde ne yapmaları gerektiğine dair ayrıntılı bir açıklama yapılmamıştır.

Bu nedenlerle ismi sayılan işyerlerinde çalışan işçilerin iş akitlerinin ne olacağı, ücret ödenmesi gerekip gerekmediği konuları gündeme gelmiştir.

Öncelikle bakanlık genelgelerinde iş sözleşmelerinin ve diğer sözleşmelerin akıbetinin ne olacağı konularında hukuken bağlayıcı bir düzenleme yapılmamış idi.

Buna karşılık 17 Nisan 2020 tarih ve 31102 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren kanuni bir düzenleme yapılmıştır.

Bu nedenle genel hukuk kaidelerine göre değerlendirmenin yapılması gerekecektir. Yazımız, kanun tarafından düzenleme yapılmayan durumlarda geçerliliğini korumaktadır.

Öncelikle temel kavram ve standartların belirlenmesi için İş Hukuku başlıklı yazımızın okunmasını tavsiye ederiz.


İşten Çıkarmalar Yasaklanmıştır

16.04.2020 Kabul tarihli ve 17.04.2020 tarihli ve 31102 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 7244 sayılı Yeni Koronavirüs (covıd-19) Salgınının Ekonomik Ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile işten çıkarma nedenleri ile ilgili sınırlama getirilmiştir.

  • 17.04.2020 tarihinden itibaren 3 Ay süre ile, Borçlar Kanununa tabi ve 4857 Sayılı kanuna tabi tüm iş ve hizmet sözleşmeleri İş Kanununun 25/II. maddesinde ve diğer kanunların ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler dışında işveren tarafından fesih edilemeyecektir.
  • Yine 17.04.2020 tarihinden itibaren üç aylık süreyi geçmemek üzere işveren işçiyi tamamen veya kısmen ücretsiz izne ayırabilecektir.
  • Bu madde kapsamında ücretsiz izne ayrılmak, işçiye haklı nedene dayanarak sözleşmeyi fesih hakkı vermeyecektir.
  • Yasa maddelerine aykırı olarak iş sözleşmesini fesheden işveren veya işveren vekiline, her işçi için fesih tarihindeki aylık brüt asgari ücret tutarında idari para cezası verilir.
  • Cumhurbaşkanının üç aylık süreleri altı aya kadar uzatmaya yetkilidir.
  • Buna karşılık işçilik ücretsiz izne çıkarılması hali dışındaki İş Kanununun 24. Maddesinde belirtilen diğer nedenlerle iş akdini fesih etme hakkı saklıdır.

Faaliyetleri Durdurulan İşyerlerinde İşten Çıkma ve Çıkarılma

4857 Sayılı İş Kanununda 25/III. Maddesinde zorlayıcı nedenlerin varlığı halinde işverenin iş akdini haklı nedenlerle fesih hakkını, 24/III. Maddesinde ise zorlayıcı nedenlerin varlığı halinde işçinin iş akdini haklı nedenlerle fesih hakkını düzenlemektedir.

25/III. Maddesindeki zorlayıcı nedenler işçiye bağlı nedenler iken, 24/III. Maddesinde ise zorlayıcı nedenler işyerinde bağlı nedenlerdir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/9116 Esas ve 2019/16141 Karar sayılı ve Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/13216 Esas ve 2016/15988 Karar sayılı kararında da “Örneğin işyerinin kapatılması zorlayıcı neden sayılmaz (Yargıtay 9. HD. 25.4.2008 gün 2007/16205 E, 2008/10253 K.). Ancak, sel, kar, deprem gibi doğal olaylar nedeniyle ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık sebebiyle karantina uygulaması gibi durumlar zorlayıcı nedenlerdir.” Denilmiştir.

İzah ettiğimiz üzere 4857 Sayılı Kanunun 24/III. Maddesi uyarınca, özetle söyleyebiliriz ki, corona virüsü nedeniyle işyerindeki faaliyetler bir haftadan fazla süre ile durmuş ise, bu sadece işçiye fesih hakkı vermektedir. Bunlara dayalı olarak işverenin haklı nedenlerle fesih etme hakkı bulunmamaktadır.


İş akdinin Feshi Hainde İhbar Tazminatı Ödenmeli Midir?

İşçinin iş sözleşmesinin zorlayıcı nedenlerle 24/III bendi uyarınca feshi halinde, işçinin bildirim şartına uyma ya da ihbar tazminatı yükümlülükleri bulunmamaktadır.

Bu nedenlerle işçinin işverene ihbar öneli verme zorunluluğu yoktur. Buna karşılık 24/III. Maddesinde göre fesih halinde işçi de işverenden İhbar Tazminatı alabilmesi mümkün değildir.

İhbar tazminatının hangi hallerde ödenmesi gerektiğine dair İhbar Tazminatı Davası başlıklı yazımızın okunmasını rica ederiz.


Koronavirüs Nedeniyle Faaliyetlerin Durması Halinde İşverenden Neler Talep Edilebilir?

Bu halde işçi, ihbar Tazminatı hariç olmak üzere, Kıdem Tazminatı, varsa yıllık izin alacakları, fazla çalışma ( Fazla Mesai ) ücretleri, Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılıyor ise UBGT alacaklarını ve her türlü alacaklarını talep edebilirler.

Tüm hak ve alacaklar için öncelikle iş hukuku başlıklı yazının okunmasını tavsiye ederiz.


Koronavirüs Nedeniyle Faaliyetleri Duran İşyerindeki Ücretler Nasıl Ödenmelidir?

4857 Sayılı Kanun’un 40. Maddesine 24 ve 25 inci maddelerindeki zorlayıcı sebeplerin varlığı halinde işçiye bir haftalık süre için YARIM ÜCRET ödeneceği hüküm altına alınmıştır.

Buradaki ücret belirlemesi kanun tarafından hüküm altına alınmış olup, bu maddeye aykırı genelge ve yönetmelikler hukuka aykırı olacaktır.


Mavi Yaka ve Beyaz Yaka İşçiler İçin Farklı Uygulama Bulunmakta Mıdır?

4857 Sayılı İŞ Kanununda ve Sair mevzuatta Beyaz yaka ve Mavi Yaka personel şeklinde hukuken geçerli bir ayrım bulunmamaktadır. Buna göre 4857 Sayılı Kanuna tabi olarak çalışan tüm işçiler yukarıdaki olanaktan yararlanabilecektir.



Hastalanan Çalışanı Koronavirüs Nedeniyle İşten Çıkarma Şartları

4857 Sayılı İş Kanununun 25. Maddesine göre, “İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda.” işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre belirlenecek olan ihbar sürelerini 6 hafta aşmasından sonra doğacaktır.

Buna göre koronavirüse yakalanan bir işçinin iş akdi, eğer işçi bu hastalığa kasten yakalanmamış ise sırf hastalığa yakalandı diye işveren tarafından haklı nedenlerle fesih edilemez.

İşverenin haklı fesih nedenleri ile haksız fesih halleri için ilgili yazılarımızın okumasını tavsiye ederiz.

İşverenin corona virüsü ile enfekte olmuş işçisini işten çıkarabilmesi için,

  • 6 Aya kadar Çalışan İşçinin Raporlu Olduğu süre 8 Haftayı aşması,
  • 6 Aydan çok 1.5 yıldan Az Çalışan İşçinin Raporlu Olduğu süre 10 Haftayı aşması,
  • 1,5 Yıldan Çok 3 Yıldan Az Çalışan İşçinin Raporlu Olduğu süre 12 Haftayı aşması,
  • 3 Yıldan Çok Sürmüş Çalışan İşçinin Raporlu Olduğu süre 14 Haftayı aşması,

Ve Corona Virüsü nedeniyle işyerinde çalışması sağlık kurulu raporu ile sakıncalı görülmesine bağlıdır.

İş sözleşmesinin gösterilen sürelerde askıya alınması halinde işçiye işe gidemediği günlerde ücret ödenmesi gerekmeyecektir.


Koronavirüs ile Enfekte Olan Çalışanı İşten Çıkarma Halinde Ödenecek Tazminatlar

Yukarıda izah edildiği üzere ayrıksı durumların haricinde işverenin sırf corona virüsüne yakalandığı için bir işçisini haklı nedenlerle yani tazminat ödemeksizin çıkarması mümkün değildir.

Buna karşılık 4857 Sayılı İş Kanunun 17. Maddesinde sayılan hallerde tazminatları verilerek iş akitlerine son verilmesi mümkündür.

İş Kanununun 18. Maddesine göre Otuz ve daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinin en az altı ay çalışan işçilerini işten çıkarırken geçerli nedenlere dayanmak zorundadır.

Geçerli nedenler işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanmalıdır.

Corona virüsü nedeniyle faaliyetleri durdurulan bir işletme yukarıda madde kapsamına girmiyorsa iş akdini ancak İşletmenin, işyerinin veya işin gerekleri nedeniyle feshedebilir.

Bu halde dahi işçiye tüm işçilik alacakları ve kıdem tazminatı ödenmesi gerekecektir. İş akdi bu sebeple feshedilen işçinin İşe İade Davası açması mümkün olmayacaktır. Fakat bunun için de işten çıkarmaların gerçek ve samimi bir nedene dayanması gerekir.

Yani bir taraftan corona virüsü ileri sürülerek işçi çıkarılırken diğer taraftan yeni işçi alınıyor olması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde sayılacağından mahkemece dayanılan bir sebebe itibar edilmeyecektir.

İşe iade davası da kabul edilebilecektir.



Koronavirüs ile Enfekte Olan Başka Bir Çalışan Nedeniyle İşten Çıkma

İşçinin çalıştığı işyerinde iş arkadaşlarından birinin corona virüsüne yakalanması halinde 4857 Sayılı İş Kanunu 24/1-b maddesi virüse yakalanmayan işçiye iş akdini haklı nedenlerle fesih imkanı vermektedir.

Fakat bu durumda işten çıkmak isteyen işçi, virüse yakalanan kişi ile işten kaynaklı nedenlerle sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüşüyor olması zorunludur.



İşverenin Ücretsiz İzne Göndermesi

17.04.2020 tarihinde yayımlanan 7244 Sayılı Kanun ile işverenlere çalışanları 3 ay süre ile ücretsiz izne çıkarma hakkı tanınmıştır. Ayrıca işçiye de paralel olarak ücretsiz izne çıkarılmasını sebep olarak göstererek iş akdini feshetme hakkı sınırlandırılmıştır.

Bunun dışında normal şartlar altında işverenlerin işçilerine ücretsiz izin vermek için zorlaması hukuken mümkün değildir. Ücretsiz izin sadece işçinin talebi ile mümkün olabilir.

Bu nedenle işverenliğin ücretsiz izin belgesi imzalamayı şart koşması halinde dahi hiçbir belgeye imza atmak zorunda olunmadığı bilinmelidir. Yukarıda corona virüsü nedeniyle işverenlerin yapabilecekleri kısaca açıklanmıştır.

Ücretsiz izin ve ücretli iznin hangi halerde mümkün olduğunun anlaşılması için Ücretsiz İzin ve Ücretli İzin Uygulamaları konulu yazımızın okunmasını tavsiye ederiz.



Koronavirüs Salgının Sağlık Çalışanlarının Sözleşmelerine Etkisi

Koronavirüs nedeniyle alınacak tedbirler kapsamında Sağlık Bakanlığı tarafından bir genelge yayınlanmıştır.

Genelge ile 27.03.2020 tarihli ve 1049 sayılı makam oluru ile yürürlüğe giren 27.03.2020 tarihli ve 2020/11 sayılı Kapasite Değerlendirme Komisyonu toplantısında Koronavirüs hastalığı  (COVID-19) salgını ile mücadele kapsamında bu kararın alınmasını (27.03.2020) müteakip 3 ay boyunca, kamu ve özel sektöre ait tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli bulunan/çalışmakta olan hiçbir sağlık personelinin ikinci bir duyuruya kadar görevlerinden/işlerinden ayrılmasına izin verilmemesi kararlaştırılmıştır.” kararı alınmıştır.

Kararın bir çok noktasında belirsizlik bulunmaktadır. Genelgenin nasıl uygulanması gerektiğine dair bir yönerge oluşturulması bizce elzemdir. Aksi durumda anayasa’ya aykırılık iddiaları gündeme gelecektir.

Öncelikle işten ayrılmaların yasaklanması ile ilgili hüküm Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 18. maddesinde ifadesini bulan “Zorla Çalıştırma Yasağına” aykırılık teşkil etmektedir.

Temel Hak ve Ödevlerin nasıl sınırlanacağı Anayasanın 13. maddesinde ifade edilmiştir. Buna göre özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir.

Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

Anayasanın 13. Maddesinin son fıkrasında da belirtildiği üzere “olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.” denilse de bu şekildeki bir sınırlamanın şekil ve şartlarının kanunla düzenleneceği belirtilmektedir.

Anayasanın 15. maddesinde de temel hak ve hürriyetlerin (Geçici) Durdurulmasından bahsedilmiş ise de burada ifade edildiği üzere Olağanüstü Hal ilan edilmiş olması gerekmektedir.

Anayasanın 104. maddesinde ise ” Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez.

Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz.” denilmiştir.

Bu hüküm çerçevesinde sağlık bakanlığı genelgesinin hukuki gücü tartışmalı durumdadır.


Sonuç Olarak

İşveren, iş akdini korona virüsü nedeniyle fesih etmeden önce toplumsal bilinçle hareket etmesi, kanun tarafından belirli şartlar altında hak olarak tanıdığı iş akdini fesih şartlarını dahi son çare olarak düşünmesi, tüm süreçte iyiniyetli olarak hareket etmesi gerekmektedir.

İşçinin de aynı şekilde toplumsal sonuçları olan bu virüs salgını nedeniyle işverenliğin ve kendisinin sosyal ekonomik bütünlüğünü koruyacak tedbirlere asgari oranda uyması gerekmektedir.

İş akdinin feshinin zorunlu olması halinde de işçinin istifa dilekçesi vermemesi bir iş avukatı aracılığı ile hukuki durumunun değerlendirmesini yapması, hukuki yardım alması, ücretsiz izin talep kağıtlarına ve içeriğinde ne yazdığını bilmediği ve hukuki sonuçlarını değerlendiremediği hiçbir belgeye imza atmaması gerekmektedir.

Yukarıda izah edildiği üzere, işverenlerin sırf corona virüsü nedeniyle çalışanının iş akdini haklı nedenlerle ( tazminatsız) fesih etme hakkı genel olarak bulunmamaktadır. Buna karşılık çalışamadığı gün sayısı bir haftadan fazla sürmesi halinde işçinin haklı nedenlerle fesih etme hakkı mevcuttur.Bu halde işçi ihbar tazminatı hariç olmak üzere tüm hak ve alacaklarını işverenden talep edebilecektir.

Sağlık günler ve sağlıklı bir çalışma hayatı dileriz.